2025 Yılı Bütçesi Tartışmaları SAADET Milletvekili Hasan Bitmez’in Son Konuşmasıyla Başladı
Ankara – Gelecek Grubu’nun şerhi, geçen yıl Meclis Genel Kurulu’nda kürsüde kalp krizi geçirerek hayatını kaybeden SAADET Milletvekili Hasan Bitmez’in son konuşmasıyla başladı.
2025 yılı bütçesinin, hükümetin ekonomi politikalarındaki eksiklikleri açıkça ortaya koyduğu belirtilen şerhte, “Bütçe, yüksek enflasyon ve dış borç yükü altında boğuşan ekonomiye yönelik ciddi tedbirler almak yerine, geçici çözümler ve popülist harcamalarla doludur. Esasen bu bütçe, günü kurtarma bütçesidir. Kamu harcamalarındaki artış, verimlilikten yoksun ve sürdürülebilir olmayan bir büyümeyi teşvik ederken, vergi politikalarındaki değişiklikler, sosyal adaleti zedeleyerek gelir dağılımı dengesizliklerini daha da artırmaktadır” denildi.
Bu Bütçe Faiz Bütçesidir, Bereket Getirmez
Şerhte faiz ödemelerinin bütçedeki payının yüzde 13,24 olduğu ve bu büyüklüğün orantısız olduğu belirtilirken şu ifadelere yer verildi: “Faiz ödemelerinin yüksek oranı, hükümetin borçlanma stratejisinin ülkenin mali sağlığı üzerinde oluşturduğu baskıyı ve ekonomik kırılganlığı işaret etmektedir. Faize savaş açtığını ileri süren ve nas var diyerek kamuoyu desteği isteyen iktidarın bütçedeki faize ayırdığı miktarın tezatlığı, en basit ifadeyle ciddiyetsizlik olarak nitelendirilebilir. Bütçelerin memleketin refahı motivasyonu ile hazırlanması gerekirken böyle bir bütçenin nasıl insanımıza müreffeh bir yaşam sunacağı ciddi bir soru işaretidir. Bu bütçe bu haliyle bir faiz bütçesidir, milletimize, memleketimize bereket getirmesi beklenemez.”
100 Lira Verginin 15 Lirası Borç Faizlerine Gidiyor
SAADET-Gelecek Grubu’nun metninde, vatandaşın ödediği her 100 lira verginin 15 lirasının borç faizlerine gittiği belirtildi. Metinde bütçe açığıyla ilgili de şu değerlendirmeler yapıldı: “1 trilyon 931 milyar TL’ye ulaşan bütçe açığı, hükümetin harcama ve gelir politikalarında derin bir dengesizlik olduğunu göstermektedir. Bütçe açığının GSYH’ya oranı yüzde 3,14’e tekabül etmektedir. Bu, ekonominin temelinde yatan yapısal sorunların göz ardı edildiğinin, üretim ekonomisinin benimsenmediğinin ve kısa vadeli çözümlerle idare edilmeye çalışıldığının bir işaretidir.”
… (Daha fazla detay için orijinal haber metnine başvurun) …